peki durum böyleyken makyajın cildimize verdiği zararları biliyor muyuz?
- Fondöteni temizlemezseniz dış etkenlerden aldığınız kötü havayı, egzos dumanını, sigara dumanlarını, bakterileri yüzünüzde toplarsınız. Bu da cildinizin hava almamasına ve kirli kalmasına neden olur. bu nedenden dolayı mutlak suretle temizlenmeli ve ciltten tamamıyla arındırılmalıdır.
- Makyaj bazını ciltte bırakmanız durumunda tıpkı fondötenden görülen etkiler görülmektedir. Tabii ki bu nasıl kullanmış olmanız ile alakalıdır. Az kullandıysanız akşam temizleme durumuna geçerseniz makyajın pek de zararlı olduğunu görmeyeceksiniz!
- Rujla uyumak ve ciltte bırakmak oldukça zararlıdır. Dudak morarmaları, rengin solgunluğu, kuruluk ve çatlaklığın başlıca sebeplerinden bir tanesi rujla uyumaktır. Bunun önüne geçmek için mutlak suretle yatmadan önce rujunuzu temizlemelisiniz.
- Maskara! En önemlisi de bu! Çünkü göz çevresinin tamamını ilgi alanına alan bir makyaj türüdür. Temizlenmemesi gibi durumlarda ise bazı zorluk ve sıkıntılar yaşama durumu söz konusudur. Bu sebepten dolayı mutlak suretle temizlenmesi ve ciltten arındırılması gerekmektedir. Kıl köklerini tıkar, gözün hava almasını engeller ve sonu enfeksiyona kadar gider!
Makyajın cilde verdiği zararları önlemek için yapılması gerekenler nelerdir?
- Cildinizin yapısı yirmili yaşlarda oturacağı için, yirmi yaşından önce kesinlikle makyaj yapmaya başlamayın.
- Her zaman doğal kozmetik ürünlerini tercih edin.
- Kullandığınız makyaj ürünlerinin kalitesinden hiç bir koşulda taviz vermeyin.
- Eve döndükten sonra, cildinizdeki makyajı, makyaj temizleme sütü veya gül suyu ile mutlaka temizleyin.
- Makyajı temizledikten sonra, cildinize vitamin içeren nemlendirici krem sürün.
- Cildinizin durumuna göre 1 hafta yada 10 günde bir, dinlendirici bakım maskesi uygulayın.
- Makyajı temizledikten sonra cildinize, tıpkı annelerinizin uyguladığı gibi salatalık yapıştırarak da, cildinizin gün boyu kaybettiklerini geri verebilirsiniz.
- Satın aldığınız kozmetik ürününün içeriğinde, adı duyulmuş bazı kanser yapıcı maddelerin olup olmadığını dikkatli bir şekilde kontrol edin.
makyaj malzemelerinin zararları ve alınabilecek bir takım önlemleri inceledik peki çevreyi bitmiş veya kırılmış makyaj malzemelerinden nasıl koruyabiliriz? geri dönüşüm sağlanabilir mi?
1. Kırılmış ve paramparça olmuş farlarınız için kurtarıcınız: Alkol
2. Yukarıdaki tüyoyu allık, pudra gibi kırılma ihtimali olan diğer makyaj ürünlerinde de kullanabilirsiniz!
3. Yine de önlemini daha önceden almak isteyenler için, çanta içindeki çarpmalarda hava yastığı görevi üstelenecek bu makyaj temizleme pamuklarından faydalanabilirsiniz.
4. Yaz sıcaklarına dayanamayıp kırılan rujunuzu kurtarmak ister misiniz?
Şekildeki gibi kırılan tarafın altını çakmak yardımıyla ısıtın. Bu arada elinizi yakmamaya da dikkat edin :) Sonra diğer parçayla birleştirin. Birleştiği yere yeniden sıcaklık verip, iyice birbirlerine yapışmasını sağlayın. 10-15 dakika soğutucuda beklettikten sonra kullanabilirsiniz.
5. Biten rujunuzu yeniden hayata döndürün!
Öncelikle siz de benim gibi israftan nefret eden birisiyseniz ve bitmiş rujunuzun dibini acıyarak atıyorsanız bu tüyo tam sizlik! Bir spatula ya da bıçak yardımıyla bitmiş rujun dibini sıyırıp bir kaşığa koyun. Kaşığı mumun sıcaklığında eritin. Eski lip balm kutunuza ya da kozmetikçilerde kolaylıkla bulabileceğiniz bu minik kutucuklara erittiğiniz ruju dökün. Dolapta katılaşana kadar beklettikten sonra rujunuz da hazır!
Not: "Dibinde ne kadar var ki!" diyenler, inanın sizi bile şaşırtacak kadar rujunuz olacak :)
6. Bittiğini sandığınız fondöten tüpleri...
Bitmiş tüpü ikiye kesin. İçindeki kalan ürünü spatula veya bıçak yardımıyla yine kozmetikçilerde kolaylıkla bulabileceğiniz bu küçük kutulara doldurun.
7. Havayla temas eden maskara, uzun süre kullanımdan sonra koyulaşmaya başlar.
Ilık suyla doldurduğunuz bir bardağın içine, kapağını sıkıca kapattığınızdan emin olduğunuz maskaranızı atın. Su soğuyana kadar bekleyin. İçindeki maskaranın çözüldüğünü fark edeceksiniz.
Ayrıca her kullanımdan önce ürünü iki avucunuz içinde ısıtmanız da, faydalı olacaktır.
8. Bitmek üzere olan maskaranızın içine birkaç damla lens solüsyonu ekleyin; bir süre daha kullanın! :)
9. Jel liner kullananların en büyük sorunu: Kurumaları!
Bu tip ürünleri kullananlara ilk tavsiyem, her kullanımdan sonra liner' kutusunu ters çevirmeleridir. Bu kuruma süresini uzatacak olsa da ne yazık ki önlemeyecektir.
Ürün kuruduğunda ve çatlamalar belirmeye başladığında ise içine yine lens solüsyonu ekleyin. Karıştırın. Homojen karışım elde ettiğinizden emin olduğunuzda, daha kolay kullanım için yüzeyini düzleştirmeyi de ihmal etmeyin.
10. Göz makyajınızın akmamasını ve daha az ürünle, çok daha pigmentli bir bitiş istiyorsanız, göz makyaj bazı kullanmalısınız.
11. Makyaj süngerinizi ise bir sabun yardımıyla temizleyebilirsiniz.
Adeta bir bakteri yuvası olan makyaj süngerleri hafta bir defa temizlenmeli. Bunun için sabun kullanabileceğiniz gibi, bebek şampuanı da tercih edebilirsiniz. Sabun kullanıyorsanız tek dikkat etmeniz gereken şey, sabunun daha önceden kullanılmamış olması.Not: Benim favorim kesinlikle bebek şampuanları
12. Göz kaleminin ucunu açarken kırılmasından, hangimiz şikayetçi değiliz ki?
Oysa ki çözüm çok basit: Göz kaleminizi kalemtıraşla açmadan önce birkaç dakika buzlukta bekletin. Özellikle yaz mevsiminde bunu yapmadan kaleminizi açmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin!
13. Kalem Liner kullananların çilesi: Bir hafta içinde kurumaları
Her markanın kalem eyeliner'ını denemiş birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, kurumayanı yok! Yapamıyorlar yani. Benim de sık sık başvurduğum bir yöntem olan, kalem liner'ı musluk suyunun altına birkaç saniye tutmak işinizi görecektir. Her kuruma vakasında bu yöntemi kullanın, işe yaramamaya başladığındaysa yeni bir ürün almanızın vakti gelmiş demektir.
14. Açılmayan oje'nizin kapağını, şekildeki gibi sıcak su içinde bekletin.
Elinize yakmamaya özen gösterin.
15. Ağdalaşmaya başlamış ojenizi hayata geçirmek için, oje inceltici'den faydalanın.
Ojenizin içine bir kaç damla damlatın ve çalkalayın. İşe yaradığını göreceksiniz.
16. Bitmek üzere olan parfümünüzü, vücut kreminizin içine sıkın.
Krem kutusunu sallayın ki parfüm eşit dağılabilsin. Hafif olsa da, daha uzun süre o çok sevdiğiniz parfümü soluyabileceksiniz :)
Kozmetik seçiminde nelere dikkat edilmeli!
Özellikle kadınların sık kullandığı kozmetik ürünlerin bazıları kanser riskini artıran zararlı kimyasallar içeriyor.
Kozmetik ürün satın alırken, yapay kimyasalları en azmiktarda içeren ürünleri tercih etmek gerekiyor. İşte kozmetik alışverişinde dikkat edilmesi gerekenler...
Sağlıklı kozmetik ürünleri, kullanıldığı zaman tüketiciye ve çevreye zarar vermeyen, iddia edilen etkiyi tüketiciye sunabilen ürünler olarak görülüyor. Sağlıklı bir kozmetik için ürünün yapay kimyasalları en az miktarda içeriyor olması gerekiyor.
Bazı kozmetik ürünler kanser riskini artıran zararlı kimyasallar içeriyor. SGS Türkiye Tüketici Ürünleri Departmanı Gıda Dışı Satış Müdürü Özge Ergun, bio-mutajenler adı verilen kimyasallara uzun süre maruz kalmanın, sağlık açısından uzun vadeli zararlara yol açabildiğini söylüyor. Örneğin, zararlı kimyasal maddeler arasında yer alan ftalatlar yaygın olarak birçok parfüm, kozmetik, tırnak cilası ve plastik ürünlerde kullanılabiliyor. Bu hormon bozucu maddeyi içeren ürünleri sık kullanan kadınların doğurganlık sorunları yaşama olasılıkları diğerlerine göre daha yüksek bulunuyor.
Tedavi gerekebiliyor
Cilt irritasyonlarının ana nedeninin ürünlerin içerdiği alerjenler olduğu belirtiliyor. Ftalatlar, akrilamidler, parabenler ve formaldehit gibi kimyasalların kozmetiklerin içerisindeki alerjenlerin başlıcaları olduğuna dikkat çekiliyor. İnsan vücudunun bağışıklık sistemi, tehlikeli veya yabancı olarak tespit ettiği bu maddelere karşı alerjik reaksiyon oluşturuyor. Bazen bu alerjik reaksiyonlar sonucunda kişilerin cilt hassasiyet derecesine bağlı olarak ciddi tedaviler gerebiliyor.
Ürünün üzerindekilerini inceleyelin
Tüketicilerin ürün alırken, üzerinde ürün bileşenleri, kullanım şartları ve uyarıların olmasına dikkat etmeleri öneriliyor. Ürün üzerinde üretici firma detaylarının olması da ürünle ilgili bir sorun yaşandığında yetkili ve sorumlulara kolay ulaşılabilmesi açısından önem taşıyor. Ürün seçerken cilt tipine dikkat etmenin yanı sıra, ürün içeriğinin olabildiğince basit ve doğal olmasına da özen gösterilmesi gerekiyor. Ürünün raf ömrü, son kullanma tarihinin (veya minimum dayanma tarihi) ürün üzerinde belirtilmesi olmazsa olmazlar arasında bulunuyor.
Bu sürenin, normal ve üreticinin öngördüğü koşullarda depolamayla mümkün olduğuna dikkat çekiliyor. Raf ömrü uzun olan ürünlerin daha fazla koruyucu kimyasal içerdiği belirtiliyor. Kozmetik yönetmeliğinde de çoğu yasal olarak kısıtlanmış likit el sabunlarında kullanılan triklosan/triklorokarbon, tırnak ürünlerinde kullanılan formaldehit, DBP veya toluen, tıraş kremlerinde ve saç jölelerinde kullanılan nanifenol gibi zararlı kimyasallar içeren ürünlere dikkat edilmesi öneriliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder