14 Mayıs 2018 Pazartesi

Hurda lastiklerden ekonomiye 312 milyon liralık katkı

Piyasadan toplanan ömrünü 312 milyon liralık katkı tamamlamış lastiklerden ekonomiye 10 yılda 312 milyon liralık katkı sağlandı.

Hurda lastiklerden ekonomiye 312 milyon liralık katkı
Didem ERYAR ÜNLÜ
Ömrünü tamamlamış lastiklerin toplanarak çocuk parkları ve halı sahalarda zemin malzemesi, çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılmasıyla 10 yılda ekonomiye 312 milyon liralık katkı sağlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2006’da yayınladığı Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği kapsamında üretici veya ithalatçılara getirilen sattıkları lastiklerin ağırlığının yüzde 80’i kadarını toplayarak geri dönüşüme kazandırma zorunluluğu önemli bir ekonomi yarattı.
Firmalar adına lastik geri dönüşümüne yetkili kılınan Lastik Sanayicileri Derneği’nin (LASDER) Genel Sekreteri Korhan Ul, son 10 yılda piyasadan 720 bin ton ömrünü tamamlamış lastik topladıklarını belirtti.
Lastiklerin 480 bin tonunun parçalanarak granül haline getirildiğini, suni çim futbol sahalarında ya da çocuk parklarında güvenli zemin malzemesi olarak kullanıldığını kaydeden Ul, 240 bin ton lastiğin ise çimento sanayisine yakıt olarak verildiğini söyledi.
Doğada bırakılması halinde binlerce yılda parçalanabilecek lastiklerin hem çevreye hem ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığına işaret eden Ul, şunları kaydetti: “Lastiklerin granül olarak değerlendirilmesiyle yaklaşık 130 milyon liralık katma değer ortaya çıktı. 720 bin ton lastiğin toplanabilmesi için yüklenicilere de yaklaşık 130 milyon lira ödeme yapıldı. Bu sayede her yıl direkt ve dolaylı olarak 2 bin kişinin üzerinde istihdam sağlandı. Çimento fabrikalarının kömürün yerine ek yakıt olarak kullanıldığı lastikler de yaklaşık 52 milyon liralık tasarruf getirdi. Ayrıca kömür yerine lastiklerin yakıt olarak kullanılmasıyla doğaya 96 bin birim daha az karbondioksit salınarak hava kalitesine de katkıda bulunuldu.”
“Teşvikin 2 katına çıkarılması cazibeyi arttırdı”
Ul, bu yıl 160 bin ton ömrünü tamamlamış lastik toplamayı hedeflediklerini bildirdi.
Son yıllarda atık lastikler kullanılarak büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan yatağı, asfalt katkısı ve bina yalıtım malzemesi de üretildiğine işaret eden Ul, “Ancak en önemli gelişme haziran ayında yayınlanan Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişiklikle bu lastiklerden elde edilen ürünlerle elektrik elde edilmesinde devletin ödediği teşviğin 2 katına çıkarılması oldu. Diğer bir deyişle ömrünü tamamlamış lastiklerin biyokütle sayılması bu konuda önemli bir cazibe oluşturdu” diye konuştu.
İzmir’de faaliyet gösteren bir geri dönüşüm şirketinin üretim ve pazarlama sorumlusu Can Körükoğlu da lastiklerden elde edilen kauçuğun çok kullanışlı bir ürün olduğunu anlattı. 
Körükoğlu, “Elde ettiğimiz kauçukları darbe emici özelliğinden dolayı çocuk oyun parklarında kullanıyoruz. Bu sayede çocuklarımızın güvenliğini artırmış olduk. Lastiklerin yüzde 35’i ise hurda çelik teldir. Bu da demir çelik sektöründe kullanılır. Lastiklerin yüzde 1’i de tekstil malzemesidir. Bunları da lisanslı diğer geri dönüşüm firmalarına göndererek tam bir geri dönüşüm sağlıyoruz” diye konuştu.

Vatandaşlık Alan İlk İnsansı Robot Türkiye'ye Geldi

Dünyanın vatandaşlık alan ilk insansı robotu Sophia, teklif olursa T.C. vatandaşlığını düşünecek. Yapı Kredi'nin reklam yüzü olan Sophia, Atatürk'ü anıp, 23 Nisan'ı da şimdiden kutladı.

Dünyanın vatandaşlık alan ilk insansı (humanoid) robotu Sophia bu yıl 5'incisi düzenlenen Marketing Meetup için Türkiye'ye geldi. İstanbul'da gerçekleştirilen etkinlikte Yapı Kredi'nin yeni reklam yüzü olacağı açıklanan Sophia, kendisine yöneltilen "Robotlar işlerimizi elimizden alacak mı?" sorusuna "Adil dağıtılırsa dünya hepimize yeter. Bu dünyada herkes için yeterli kaynak var" yanıtını verdi.
"YAPAY ZEKALAR İŞİNİZİ ELİNİZDEN ALMAYACAK"
Yapay zekânın insanların işlerini kolaylaştıracağını belirten Sofia, şunları söyledi: "Nihayetinde birilerini işe alma kararını veren robotlar değil müdürleriniz. Kimse işinizi çalmıyor. Yöneticiler karar veriyor kimin işe alınacağına. Kızacaksanız onlara kızın. Ama insanların işleriyle tanımlanmaması gerektiğini düşünüyorum."
sophia ile ilgili görsel sonucuATATÜRK'Ü ANDI
Türkçe 'merhaba' diyerek başladığı konuşmasının sonunda 23 Nisan'ı kutlamayı da unutmayan Sofia, "İstanbul'da olmaktan çok mutluyum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda burada olamayacağım. Şimdiden bayramınızı kutluyorum" dedi.
T.C. VATANDAŞLIĞINI DÜŞÜNECEK
"Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmak ister misiniz?" şeklindeki soruya yanıt veren Sophia'yı geliştiren Hanson Robotics'in Ürün Geliştirme Müdürü Matthew Chavira, "Böyle bir teklif olursa kesinlikle değerlendiririz" diye yanıt verdi.
Yapı Kredi'nin reklamında oynayaCak Sophia'nın yeni reklam yüzleri olacağını söyleyen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, "Sofia yeni bir ürünümüz için reklam filmlerimizde Gary ve Metin ile birlikte oynayacak" dedi. Sophia, birlikte reklamda oynayacağı Ahmet Kural ve Murat Cemcir'i tanıdığını söyledi.

Havacılığın Geleceği Tamamen Değişiyor, Yakın Gelecekte Tüm Araçlar Uçacak

Çıkardıkları zararlı gazlar nedeniyle iklim değişikliğinde payı olan uçakların yerini, gelecekte elektrikli hava araçları alacak.

Uçaklar çıkardığı karbondioksit nedeniyle iklim değişikliğine yol açıyor. Peki çevre için ulaşımda uçak kullanmaktan vazgeçilmesi mi gerekecek? Deneme aşamasında olan elektrikli uçaklar göklerdeki yerini alırsa, hayır!
KÜÇÜK, HAFİF VE EMİSYONSUZ
Yenilenebilir enerjiyle çalışan uçaklar havaya karbondioksit veya zararlı gazlar bırakmaz. Daha küçük ve daha hafifler ayrıca petrol yakıtıyla çalışan uçaklara göre daha verimliler. Slovenya şirketi Pipistrel tarafından geliştirilen Alpha Electro model elektrilkli uçak 2015'teki ilk uçuşundan bu yana bunu kanıtlıyor.
ATLAYIN HAVA MİNİBÜSÜ KALKIYOR!
Bir çok bilim insanı ve havacılık şirketi elektrikli uçakların geleceğini bölgesel taşımacılıkta görüyor. İsrail şirketi Eviation, 9 kişi kapasiteli elektrikli uçağıyla havacılıkta devrim yaratmayı amaçlıyor. Şirketin 1000 km. menzilli Alice modelinin 2019'da göklerde olacağı belirtiliyor.
YÜKSEL, YÜKSEL, GAZLA
Alman şirketi Lilium'un geliştirdiği uçan taksi ilk denemesini Nisan 2017'de başarıyla gerçekleştirmişti. 5 yolcu kapasiteli uçak dikey olarak kalkıp inebiliyor. Paris-Londra arasındaki 305 kilometrelik yolu sadece 1 saatte alabiliyor. Şirketin amacı, insanların bir gün bu uçan taksilerden, normal taksi fiyatıyla yararlanabilmesi.
BİRAZ ESKİ BİRAZ YENİ
Bazı şirketlerse tamamen elektrikle çalışan uçak fikrine cesaret edemiyor. Kasım 2017'de Airbus, Rolls-Royce ve Siemens ortaklaşa bir hibrit uçak modeli üzerinde çalışacaklarını duyurdu. e-Fan X isimli modelin üç motoru gazla, bir motoru elektrikle çalışacak. Şirket daha sonraki aşamada motorlardan birini daha elektrikliye dönüştürmeyi amaçlıyor. İlk prototipin 2020'de havalanması hedefleniyor.
LOGODAKİ TURUNCU YEŞİLE Mİ DÖNÜŞECEK?
Turuncu logosuyla özdeşleşen bütçe dostu İngiliz havayolu şirketi EasyJet de daha çevre dostu olmayı hedefliyor. Havayolu bu amaçla ABD'li Wrigt Electric isimli şirketle işbirliği yapıyor. Hedef 150 yolcu kapasiteli elektrikli uçak geliştirmek.
HAVACILIĞIN GELECEĞİ ELEKTRİKTE Mİ?
Uzmanlar elektikli uçakların ancak 20 yıl içinde yaygınlaşacağını tahmin ediyor. Bir çok şirket 250 ile 1000 km arasında menzile sahip farklı prototipler üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Ancak teknoloji hızla gelişiyor. Kim bilir, belki bir gün dünyanın her yerine emisyonsuz, tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan çevre dostu uçaklarla seyahat edebiliriz. (Kaynak: Deutsche Welle)

Sokaklardan Çiğnenmiş Sakızları Toplayıp Ayakkabı Üretiyorlar

Hollandalı bir firma, sokaklarda yerlere atılan sakızları toplayarak ayakkabı yapımında kullanarak hem çevre kirliliği ile savaşıyor hem de oldukça karlı bir işe imza atıyor.


Açıklanan verilere göre Hollanda'da her yıl yaklaşık 1,5 milyon kilogram sakız sokakları kirletiyor; üstelik bu sakızların doğada kaybolması ise 20-25 yıl sürüyor. Gumpdropp adlı firmaya bağlı Gum-tec adında bir marka, Amsterdamın çevre kirliliği konusunda izmaritten sonra en büyük kabusu olan atık sakızları toplamak ve faydalı bir sonuca dönüştürmek adına oldukça yaratıcı bir çalışma içerisine girdi.
SAKIZDAKİ KAUÇUKTAN AYAKKABI TABANI YAPIYORLAR
Gum-tec, temizlenmesi oldukça masraflı ve zorlu olan bu tip bir çevre kirliliği ile savaşmak adına, Explicit adlı bir ayakkabı firması ile ortak çalışma içine girdi. Firma, şehirdeki kullanılmış sakızları eksiksiz bir şekilde toplayıp, sakızların içerisinde bulunan kauçuk yardımı ile ayakkabı tabanı haline getiriyor. Yani üretilen Gumshoe adlı ayakkabıların tamamının tabanı geri dönüştürülmüş sakızlardan elde ediliyor.
Bir tür sosyal sorumluluk kampanyasına benzeyen fakat aynı zamanda oldukça iyi de bir kar marjı bırakan bu çalışmanın sonucu, bu gördüğünüz ayakkabılar oluşturuluyor. Bu kampanya ile hem şirket, hem Amsterdam sokakları hem de bu konuda duyarlı olduğunu duyurmak isteyen tüketiciler kazanıyor. Üstüne üstlük bu yöntem temelinde ciddi bir "farkındalık" potansiyelini de barındırıyor.
Ayakkabıların ne derece güzel olduğu kişiden kişiye değişecek olsa da genel standartlarda hoş bir dizaynı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat daha da önemlisi herkesin kazandığı böylesine bir kampanya yaratmak, ticari zekanın ve teknolojinin doğru kullanıldığında insanlık adına ne kadar faydalı olabileceğini gözler önüne seriyor. Benzer çalışmaları daha sık duymak dileğiyle, teknoloji ile kalın.

Genlerimizdeki dönüşümü açığa çıkartacak

Genlerimizdeki dönüşümü açığa çıkartacak

Girişimci Yasemin Artut yaptığı özgün tasarımlarla geri dönüşüme dikkat çekmeye çalışıyor. Hiçbir şeyi ziyan etmemenin bizim toplumumuzun genlerinde olduğunu söyleyen Artut, atık ürünler konusunda farkındalık oluşturmak istiyor.

Geçmişte annelerimiz hiçbir şeyi ziyan etmez, her şeyi değerlendirirdi. Yoğurt kapları saksı olur, kavanozlar yıkanır tekrar tekrar kullanılır, kavun karpuz kabukları büyükbaş hayvanlara yedirilir, yumurta kabukları bitkilere kalsiyum desteği olarak geri dönerdi. Tabi biz o zamanlar annelerimizin doğal bir geri dönüşüm faaliyeti içinde olduğunu bilmiyorduk. Şimdi hayatımızda tek kullanımlık pet şişeler, organik, elektronik atıklar, piller, camlar var. Bunları basitçe ayırıp geri dönüşüm sürecine sokarak doğaya yeniden armağan edileceğimizi bilsek de pek oralı olmuyoruz. Tasarımcı Yasemin Artut ise insanları geri dönüşüme teşvik edebilmek için bu malzemeleri toplayacağımız son derece şık sepetler ve kutular tasarlıyor. Geri dönüşümü kitlesel hale dönüştürerek herkesin bu bilinci kazanmasını hedefleyen tasarımcı Yasemin Artut malzemenin ve emeğin kıymetini bilen bir kültürden geldiğimizi, aslında geri dönüşümün bizim toplumumuzun genlerinde olduğunu söylüyor.
BİLGİSAYAR PARÇALARINDAN İSİMLİK
Üniversitede Kimya Mühendisliği eğitimi alan ve 2003 senesinden beri geri dönüşüm ve atık üzerine çalışmalar yapan Yasemin Artut, kendisini tasarım girişimcisi olarak tanımlıyor. Kendi tasarım stüdyosunda firmalara tasarım yapan ve bir girişimci olarak da tasarımlarını üretip hayata geçiren Artut’un ilgi alanı çevre ve tasarım. Kadir Has Üniversitesi’nde bilgisayar laboratuvarı için eski bilgisayar parçalarının elektronik atık kısımlarını kullanarak kapı isimlikleri tasarlayan Artut, elektronik atıklara dikkat çekmek istediğini ve böylelikle özgün bir tasarım ortaya çıkarttığını belirtiyor.
ÜNİVERSİTELER İLGİ GÖSTERİYOR
Yasemin Artut, geri dönüşüm yapılacak malzemeleri toplamak için tasarladığı ürünleri de geri dönüştürebilir malzemelerden hazırlıyor. Artut’un tasarladığı Eco Kutu isimli ürün pil, cep telefonu, kablo veya mantar gibi özel atıkların depolanması için masaüstünde kullanılabilecek bir atık kutusu. Üretimi ve satışı yeni başlayan Eco Sepet ise oldukça pratik metal bir kutu. Printer ya da su sebilinin yanında kullanılabilir. Bu sepetin rengini ve üzerinde ne yazılacağına müşteriler karar veriyor. Artut’un tasarladığı bir başka ürün de Greenbin adını verdiği geri dönüşüm ünitesi. Standart çöp torbaları ile kullanabilmesi ile kullanım kolaylığı sağlayan bu üniteleri şu anda Abdullah Gül Üniversitesi kullanıyor. Üniversitelerin de geri dönüşüme bir hayli önem verdiğini söyleyen Artut, ODTÜ için de bir tasarım üzerine çalıştığını ifade ediyor. Artut tasarımlarında tabiat, canlılar, geometri, biyoloji, sosyoloji, psikoloji, malzeme bilimi, teknoloji ve tasarım tarihi kaynaklarından beslendiğini dile getiriyor. Artut, tasarım yaparken nelere dikkat ettiğini şöyle anlatıyor: “Daha az malzeme kullanarak ürünü nasıl yapabilirim? Daha az işgücü ve kaynak ile ürünü nasıl hayata geçirebilirim? gibi sorulara kafa yoruyorum. Gereken ihtiyacı çözen ve estetiği de taşıyan ürünler yapmaya çalışıyorum. ”
Geri dönüşüm evde başlar
resized_f4a40-5526yaseminartut4
Herkesin kendi atığından ve çöpünden sorumlu olduğunu belirten tasarımcı “Geri dönüşüm evlerimizde başlar. Bu nedenle herkes ilk önce evlerindeki atıkları ne şekilde toplayacağına dikkat etmeli. Apartmanlarımıza bu konuyla ilgili bir yazı asabiliriz. Belediyelerden yardım alabiliriz. Önce evimiz, sonra apartmanımız derken bunun gittikçe her tarafa yayıldığını göreceğiz. Ve bu düşünüldüğü kadar da zor değil. Dünya kaynaklarını kullanıyoruz ama doğa artık bu atıkları dönüştüremiyor. Bu konuda farkındalık sağlamalıyız” diyor
http://www.yenisafak.com/hayat/genlerimizdeki-donusumu-aciga-cikartacak-2218531

Gelecek Planlarına Darbe İndi: Ay Tozu Tehlike Saçıyor

Ay'da koloni kurulmasının tartışıldığı bu günlerde uydumuz hakkında yeni bir gerçek fark edildi. Ay tozu, insan hücrelerini öldürerek kansere varabilen tehlikelere yol açıyor.



Astronotların Ay'a geri döneceği ve hatta orada kalıcı bir uzay üssü kuracağının konuşulduğu şu günlerde, ABD'nin Stony Brook Üniversitesi'nden bilim adamları, Ay tozu hakkında önemli bilgiler paylaştı.
HÜCRELERİ ÖLDÜRÜYOR
Araştırmalara göre Ay tozuna maruz kalmak ciddi tehlikeler barındırıyor. Simule edilmiş Ay toprağı ile gerçekleştirilen testlerde, bu toz parçacıkları insan akciğer hücrelerinin %90'ını öldürüyor. Fareler üzerinde gerçekleştirilen deneylerde tozun, nöronlar ve sinir hücrelerini de yok ettiği gözlendi. Ayrıca potansiyel bir kanser riski oluşturduğu da ortaya çıktı.
ATMOSFER OLMADIĞI İÇİN TOZLAR ÇOK TEHLİKELİ
Dünya'nın aksine Ay'da atmosfer olmadığı için bu uydudaki toprak, milyonlarca yıldır aşırı sıcaklık değişimlerine, kozmik ışın bombardımanına ve mikrometeoitlerin (küçük meteor parçaları) çarpmasına maruz kalıyor. Oksijensiz, susuz ve biyolojik aktivitenin olmadığı ortamda ufacık, aşındıran, kimyasal olarak reaktif, yüksek statik yük taşıyan tozlar haline geliyor. Bu yüzden Ay'daki toprak büyük çoğunlukla toz halinde uydunun yüzeyini kaplıyor ve astronotların kostümüne yapışarak büyük tehlike arz ediyor.
Yumurta kutusundan oyuncak

Yumurta kutuları hem duvarlara monte edildiği zaman ses yalıtımı sağladıkları gibi hem de becerikli ellerde çocuklar için oyuncaklara dönüşebilirler. İşte size basit bir şekilde yapılmış bir timsah.

Lastikten çok amaçlı kutu


Binlerce yıl doğadan yok olmayan araba lastikleri belki de çevremizi en çok kirleten eşyalardan. Ancak bir o kadar da geri dönüşüm olarak kullanımı yaygın olan lastikleri hayatımızın her alanında görebiliyoruz. Çocuk parklarında emniyet için, iskelelerde gemilerin yanaşması için, ayakkabı tabanları için çok çeşitli amaçlarla araç lastikleri kullanılıyor. Siz de evinizde ihtiyacınız olan eşyalar için eski araç lastiklerinizi kullanabilirsiniz.

Plastik şişelerden kutular


Banyomuzda diş fırçalarımız, makyaj malzemelerimiz ve daha bir çok eşyamız için kutulara ihtiyaç duyabiliyoruz. Kendimiz yapabilecekken yenisini almak neden?

Rendeden takı askılığı


Evde körelmiş bir rendeniz varsa çöpe atmayın. Bu tip eşyalar ortalama 100 yıl doğada yok olmuyorlar. Onları farklı amaçlar için kullanabilirsiniz. Yeter ki biraz yaratıcı olun.

Lastikten çok amaçlı sehpa


Lastikleri pekala evimizde bir mobilyaya da dönüştürmek mümkün. Üstelik sprey boyayla boyandıklarında çok şık görünüyorlar.

Konserve kutu ve mandallardan saksılar, mumluklar...

Konserve kutuları da 100 yıldan önce dünyamız tarafından öğütülemiyor. Bu sebeple onları çöpe atmak yerine geri dönüştürebiliriz. Misal bir kaç mandal yardımıyla onlardan saksı ve mumluk olarak faydalanmak mümkün.

Lastiklerden saksılar


Geniş bir bahçeniz varsa, biraz sprey boya yardımıyla eski lastiklerden bir renkli bir köşe yaratmanız mümkün!

Eski kotlardan çanta


Eski kotlarınızı vereceğiniz bir ihtiyaç sahibi yoksa onları çöpe atmak yerine geri dönüştürebilirsiniz. Kot çantalar her zaman tercih edilen şık aksesuarlardır. Onları kendiniz de yapabilirsiniz.

Karton şişelerden para cüzdanı


Yeni nesil çevir aç kapaklı karton şişeleri biraz el becerisiyle para cüzdanlarına çevirmek mümkün. Yeter ki sizin yapmaya niyetiniz olsun.

Bütün dünya isterse olur


Dünyamızı kirleten tek canlılar olarak sorumluluklar almak zorunda olduğumuz kesin. En önce kendi evimizden başlayarak doğayı kirletecek eşyaları yeniden kullanmayı öğrenmeli ve tüketim toplumu çılgınlığına kapılmamalıyız. Pekala çöpe atabileceğimiz eski bir dünya küresi bile lamba olarak kullanılabilir, yeter ki biz isteyelim.

Elon Musk Trafik Derdini Bitirecek Projede İlk Adımı Attı, Yer Altı Tünelleri Tamamlandı

Elon Musk'ın trafik sıkışıklığına çare olması için tasarladığı yer altı tünellerinin ilki ABD'nin Los Angeles şehrinde tamamlandı.

Ünlü milyarder Elon Musk, kendi şirketlerinden The Boring Company ile Los Angeles'ın altındaki ilk tünel çalışmasını tamamladı. Artık araçlar, kırmızı ışığa geldiklerinde yolculuklarına devam edebilecek.
İLK TÜNEL TAMAMLANDI
Elon Musk'ın sahibi olduğu The Boring Company, bir süredir şehirlerin altını kazmak için yerel yöneticilerden izin almaya çalışıyordu. İlk proje için onay alan firma, 2016'nın aralık ayında Los Angeles'da çalışmalarına başladı. Musk, dün itibariyle ilk tünelin tamamlandığını Instagramhesabından duyurdu.
TRAFİK DERDİ BİTECEK
Musk'ın trafikten sıkılarak karar verdiği bu projede araçlar kırmızı ışığa takıldığında bir asansör sistemi sayesinde aşağıda yer alan tünele indiriliyor ve bu tüneldeki raylı sistemle saatte 200 km hızla seyahat gerçekleşiyor. Böylece vatandaşlar trafik sıkışıklığı yaşamadığı gibi, yukarıya kıyasla çok daha hızlı bir şekilde yolcuğunu tamamlıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=scf0y_U0-Sk
Şişeden süpürge


Plastik bir şişeyi ormana bırakırsanız 1000 yıl orada öylece duracaktır. Peki ya binlercesini bıraktığınızı düşünün... Dünyamızın çöp tenekesine dönmesini istemiyorsak, plastik atıklarımızı geri dönüştürmeye alışmalıyız. Bir süpürge mi lazım? Aslında ihtiyacınız olan şey sadece bir sopa!

3. Şişeden gazetelik

Gazete doğada 3 ay içerisinde yok olup gidebilen bir atık. Ancak plastik şişeler yıllarca gazetelerinizi saklamak için kullanabileceğiniz materyaller.

4. Şampuan kutusundan kalemlik

Çocuklarınızın hem ihtiyaçlarını karşılamak, hem de onları geri dönüşüm konusunda eğitmek istiyorsanız yüzlerce yıl doğada kaybolmayan şampuan kutularını tercih edebilirsiniz. Alın çocuğunuzu yanınıza hem el becerilerini geliştirin, hem de onu bu duyarlı davranışa alıştırın.

 Kağıt rulolarından dekoratif eşyalar


Aslında ev dekorasyonu için satın aldığımız bir çok eşya aynı mantıkla yapılıyor. Koli bantları, tuvalet kağıtları gibi bir çok eşyanın içerisindeki karton ruloları pekala siz de evinizin dekorasyonu için geri dönüştürebilirsiniz.

Plastik lambalar


Bugün çok popüler bazı ev dekorasyonu mağazalarında gördüğümüz eşyaların bir çoğunu aslında evde kendi imkanlarımızla da yapabiliriz. Çöpe atıp doğanın sindiremeyeceği şekilde kirliliğe yol açabilecek plastik kaşıklar ve bidonlardan pratik bir şekilde lamba yapmamız mümkündür. 

9 Nisan 2018 Pazartesi

Bilim İnsanları Harekete Geçti: 'Elfler ve Periler' Uzaydan İncelenecek

Pazartesi günü Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilen Atmosfer-Uzay Etkileşimleri Gözlemcisi (ASIM) oraj sırasında atmosferin üst tabakalarında gerçekleşen elektrik hareketlerini incelemeyi hedefliyor.

Pazartesi günü Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilen Atmosfer-Uzay Etkileşimleri Gözlemcisi (ASIM) oraj sırasında atmosferin üst tabakalarında gerçekleşen elektrik hareketlerini incelemeyi hedefliyor. Yerden 400 kilometre yükseklikte bulunan Uluslararası Uzay İstasyonu Dünya'nın atmosferine eşsiz bir bakış sunuyor. İstasyona gönderilen ASIM'ın bu ay devreye alınması bekleniyor. Gök gürültülü fırtınalar, doğadaki en etkileyici olaylardan biri olsa da bizim yerden görebildiklerimiz orajların yalnızca küçük bir kısmı.
1989 YILINDA ŞANS ESERİ KEŞFEDİLDİ
Oraj sırasında yıldırım aşağı doğru ilerlerken bulutların üzerinde de sıra dışı bir olay gerçekleşiyor. "Geçici parlak olaylar" diye adlandırılan bu olaylar ilk olarak 1989 yılında şans eseri keşfedilmişti. Bir roket kalkışı öncesinde televizyon kamerasını test eden ABD'nin Minnesota eyaletinde Profesör John R. Winckler, uzaklardaki bir orajın tepesinde iki parlak ışık sütunu gördüğünü fark etti.
''BİLİM DÜNYASI İÇİN BİR ŞOK''
ASIM'ın kıdemli bilimadamı Dr. Torsten Neubert, bunun bilim dünyası için bir şok olduğunu söylüyor: "Bu bizi çok şaşırttı. Böyle bir şey nasıl oluşuyordu ve biz bunları nasıl fark edememiştik? Pilotlar böyle şeyler görmüş olmalıydı - ve bunları betimleyen bazı anlatımlar bulduk."
GİZEMLİ DOĞA OLAYLARINA ELFLER VE PERİLER İSİMLERİ VERİLDİ
Danimarka'daki Teknik Üniversite'den Neubert, eskiden insanların bunlara "yukarıya giden şimşek" dediğini, 1989'dan sonra bunlara isim vermek isteyen bilim insanlarının ise gizemli doğaları nedeniyle elfler ve perilere başvurduğunu söylüyor. İsimleri peri gibi küçük karakterlerden gelse de bu olaylar gökyüzünde onlarca kilometreyi kaplayacak büyüklüğe ulaşıyor.
''PERİLER BİRKAÇ MİLİSANİYELİĞİNE ORTAYA ÇIKIYOR''
Dr. Neubert, "Şimşekten biraz farklılar. Yukarıya doğru giden bir elektrik alanı atımı diye tarif edebiliriz. Atmosferin inceldiği yerlerde bu alanlar deşarj oluyor" diyor. Periler güçlü bir yıldırımın yere isabet etmesinden sonra birkaç milisaniyeliğine ortaya çıkıyor. Elfler ise şimşeğin elektromanyetik atımı nedeniyle oluşuyor. İyonosferde kuzey ışıkları gibi genişleyen bir hale şeklinde ortaya çıkan elfler de insan gözünün fark edemeyeceği hızda, bir milisaniyeden daha kısa sürede oluşuyor.
ELFLERE DAHA SIK RASTLANIYOR
Bath Üniversitesi'nden Dr. Martin Fullekrug "Görmesi daha zor olsa da elflerin oluşumu çok iyi anlaşılmaktadır" diyor. Elflere perilerin iki katı sıklıkta rastlanıyor. Mavi jetler ise anlaşılabildiği kadarıyla bulutların tepesinden yukarı doğru çıkan elektrik akımları. Dr. Fullekrug "Bu jetler bugüne kadar çok iyi incelenemedi çünkü çok zayıflar. Ayrıca şimşeklere bağlı da oluşmuyorlar. Beklenmedik anlarda ortaya çıkıyorlar ve çok gizemliler" diyor.
PERİLER KARA ÜZERİNDE ORTAYA ÇIKIYOR
Elfler genellikle sıcak okyanus akıntılarının üzerinde görülürken periler kara üzerinde daha sık ortaya çıkıyor. Kuzey AmerikaGüney Amerika ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti onları gözlemlemek için iyi yerler. Fakat perileri her yerde görmek mümkün. Bazen meteorları izlemek için kameralarına sarılan gözlemcilerin objektiflerine de takılabiliyorlar.
UZAYDAN FIRTINA KOVALAMAK
ASIM'ın ana amacı bu "geçici parlak olayların" arkasındaki dinamikleri incelemek. Uzay istasyonuna gönderilen cihazlar arasında saniyede 12 kare kaydedebilen iki kamera ve x-ray ile gamma ışını detektörleri bulunuyor. Bilim insanları bu sayede perilerin ve jetlerin bulutların neresinden oluştuğunu anlamayı hedefliyor.
''ÇOK HIZLI VE ÇOK TEHLİKELİ''
Avrupa Uzay Ajansı'nın da katkılarıyla ASIM'ın en az iki yıl görev yapması bekleniyor. Bu süreçte ASIM'ın günde en az bir "geçici parlak olaya" denk geleceği hesaplanıyor. Dr. Neubert'e göre bu heyecan verici olacak: "Şimşeklerin içinde neler olduğunu tam anlamıyla bilmiyoruz. Çok hızlı ve çok tehlikeli. O yüzden içerde olup biteni kavramak zor. Ama atmosferin üst tabakalarında geçici parlak olayları gözlemlemek daha kolay. Onlar şimşeklerin içine açılan bir pencere olacaklar."

SERMAYENİZ POŞET OLMASIN!!!

1 Ocak 2019 tarihi itibariyle Türkiye'de plastik poşet kullanımı ücretli hale geliyor.
Siz de geleceğimizi kurtarmak daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına başlatılmış bu büyük devrimin bir parçası olmak istemez misiniz?
Gelin hep birlikte neden bez çanta kullanmamız gerektiğini bir kez daha hatırlayalım.
*Bez çanta kullanan vatandaşın mutluluğu ve memnuniyeti artar. Çünkü doğaya faydalı ve bütçesini koruyan bir ürünü tercih etmiştir.
*Sürekli alışveriş yaptığı kurumun çevreye duyarlı oluşunu halk takdir eder.
*Tekrar tekrar kullanımı sayesinde, ayaklı bir bilboard görevi gören bez çantalar, marka reklamını en iyi şekilde sağlar.
*Ücretsiz bir reklam vasıtasıdır.
*Ortalama 104 defa kullanım ömrü ile tüketiciye defalarca hizmet eder.
*Doğaya zarar vermeyen bez çantalar şık tasarımları ile de beğeni toplar.
plastik poşet yasağı


Bozcaada’da yaşayan bir kişi haftada sadece 2 poşet daha az kullandığı için yılda kişi başına yaklaşık 100 poşet çöpe atılmamış oldu.
Alışverişlerde de bez çanta, file, tekerlekli pazar çantası veya sepet kullanıldı. Bu da kişi başına haftada 6, ayda 24, yılda 288, 70 yıllık bir hayat süresinde 20 bin 160 daha az poşet kullanımı demektir.
Türkiye’de her beş kişiden biri plastik poşet kullanmayı bırakırsa 70 yılda 37 milyar daha az plastik poşet tüketilir.Turizm açısından da oldukça önemli bir yer tutan Bozcaada’da plastik poşet yasağından sonra doğa ve deniz daha az kirleneceği için gelen turist sayısında artış olacaktır.Bölgede yaşayan halk da gelen turistler de adanın tadını doyasıya çıkaracaktır.

Türkiye’de Lisanslı GES Projelerin Lideri


Asunim Türkiye genel Müdürü Umut GürbüzLisanslı GES segmentinde açık ara lider konumda bulunduklarına, kurulumda olan ve tamamlanan toplam 40 MWp leri bulan lisanlı GES projesi portföyüne sahip olduklarına değindi. Gürbüz; Elazığ’da EPC olarak yer aldığımız Solentegre GES projesi Türkiye’nin ilk lisanslı güneş enerji santrali olarak 2 yıla yakın bir süredir enerji üretiyor.
Dünya Bankası ve Avrupa Kalkınma Bankası’nın da ortağı olduğu Akfen Yenilenebilir Enerji gibi titiz ve kurumsal bir yatırımcıya ait iki lisanlı projede, bir çok uluslararası danışmanlık şirketinin teknik ve finansal kriterlerini sağlayarak seçilmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz. Tüm projelerimizde olduğu gibi bu projeyi de, piyasadaki en kaliteli ürünlerle, en iyi mühendislik ve bakım hizmetlerini sunarak Avrupa standartlarına uygun bir şekilde projeyi nihayete erdireceğiz dedi.

Yıllık 20.300.000 kWh Enerji Üretecek

Akfen Yenilenebilir Enerji’ye ait olan sistemin her birinin yıllık 20.3 milyon kWh enerjiüreteceğine değinen, Umut Gürbüz, çevre yönetiminden atık yönetimine, hayvanların habitatının incelenmesinden su analizlerine kadar çok titiz bir çalışma içinde olacaklarını ekledi.
Her biri 12 MWp kapasitesinde olan 2 santralin proje planlama, mühendislik ve kurulumu 5 ay içerisinde tamamlanacak. Projenin bakım onarım faaliyetleri ise Asunim’in iştiraki, GES’lerin bakım onarımı alanında lider; bağımsız bir bakım onarım şirketi olan Maxima Enerjitarafından yürütülecektir.
Lisanlı projeler ve çatı uygulamaları konusunda öncü bir firma olduğunu kanıtlayan Asunim Türkiye, 2018 yılı ilk çeyreği itibariyle Türkiye’de 140 MW’ı aşan referanslara sahip olurken, Akfen yenilenebilir Enerji ile imzaladığı bu sözleşme ile tamamlanan ve kurulumda olan lisanslı GES portföyü ise 42 MW’lar mertebesine ulaşmıştır.