20 Mayıs 2019 Pazartesi



Çevre Kirliliğini Önlemede Alınacak Tedbirler

Çevre kirliliği önlemek için neler yapılabilir,çevre kirliliği önlemek için neler yapmalıyız,çevre kirliliği önlemleri
Çevre sorunlarının çözümünde bizlere düşen görevler
1· Ormanlarda izinsiz ağaç kesmeyip, ateş yakmamalıyız.
2· Fabrikaların zehirli atıkları ve kanalizasyon suları akarsulara, göllere ve denizlere akıtılmamalıdır.
3· Çöpleri rastgele çevreye, akarsulara, göllere ve denizlere atmamalıyız.
4· Kaliteli yakıtlar kullanmalıyız.
5· Çevre sorunlarının çözümü için sivil toplum kuruluşlarına yardımcı olmalıyız.
6· Çevre sorunlarının önlenmesi için devletin çeşitli zorunluluklar getirmesi gerekmektedir.
7· Çevre bakanlığı daha aktif bir şekilde çalışmalıdır.
8· Yerel yönetimler çevre sorunlarına daha fazla ilgi göstermelidir.
Çevreyi Koruma İçin Üzerimize Düşen Görevler
Ambalajında geri dönüşüm işareti olan ürünleri yeğleyin.
Cam ambalajın binlerce yıldır geri döndüğünü ve içindeki ürünün camla hiçbir etkileşimde bulunmadığını bilerek alın.
Plastik poşet ve yiyecek kapları gibi plastik ürünleri yeniden kullanın.
Plastik traş bıçağı, çakmak, tükenmez kalem, folyo pişirme kapları gibi tek ya da çok az kullanımlık ürünleri kullanmayı en aza indirin.
Az miktardaki alışverişlerinizde plastik poşet kullanmayın.
Büyük boy ürünleri kullanın. Hacmi fazla ürünler hem daha fazla kulanım hem de daha az ambalaj tüketimi demektir.
Şişe ve kavanoz gibi cam saklama ürünlerini tekrar kullanın.
Atmak istediğiniz cam malzemeleri organik çöplerle birlikte atmayın. Biriktirip en yakınınızdaki cam kumbaralarına atın.
Cam şişe ve kavanozları atarken renklileri ve renksizleri ayırın. Metal kapakları çıkartın.
Çok fazla ambalaj malzemesi kullanılmış ürünleri almayın.
Çocuklara oyuncak alırken dayanıklı olmasına dikkat edin. Oyuncaklar bozulduklarında çöpe giderler ve geri dönüşümleri çok zordur.
Hediye olarak sevdiklerinize bir çevre örgütünün üyeliğini verin.
Gelin, çevre kirliliğini önlemek için neler yapabileceğimize bakalım...
• Evimizde ve iş yerimizde su, kağıt ve elektrik tüketimini bilinçli olarak yapmalı, bu konuda çevremizi uyarmalıyız.
• Çöplerimizi kesinlikle çevreye atmamalı, cam, plastik ve kağıt gibi atık maddelerin geri dönüşümünü sağlayarak doğamıza katkıda bulunmalıyız.
• Balkonumuzu ve bahçemizi yeşillendirmeli, yeşil alanların artması için ağaç dikmeli, ormanların tahribatını önlemeliyiz.
• Evimizde ve bahçemizde ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeler kullanmamalıyız.
• Evlerimizde ısı yalıtımı yaptırmalı, güneş enerjisi veya doğalgaz enerjisini tercih etmeliyiz.
• Otomobil egzozlarının verdiği zararlı etkiyi azaltmak için mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmaya özen göstermeliyiz.
• Plastik tabak, bardak gibi eşyaların yerine karton olanları tercih etmeliyiz.
• Alışverişlerde gereksiz yere plastik poşet harcamamaya dikkat etmeli ve plastik poşetleri yeniden kullanmalıyız.
• Banyoda ve mutfakta sürekli kullandığımız ürünlerin her zaman en büyük boyunu almayı tercih etmeliyiz.
• Evimizde kağıt havlu yerine bez havlu kullanmalıyız.
Çevre kirliliğinin engellenmesi için bunlar gibi birçok yöntem mevcut... Peki, siz çocuklarınıza temiz bir çevre bırakmak için nelere dikkat ediyorsunuz?

ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÇEŞİTLERİ

Çevre kirliliği çeşitleri genel olarak; hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliliği ve görüntü kirliliği olarak sınıflandırılır. Çevre kirlilikleri doğaya zarar vererek doğrudan veya dolaylı olarak doğada yaşamını sürdüren tüm canlıların zarar görmesine neden olmaktadır. Günümüzde görüntü kirliliği ve ışık kirliliği de çevre kirlilikleri olarak karşımıza çıkmakta, bu çevresel kirlilikler yine insanlar tarafından oluşturularak insanların ve diğer canlıların zarar görmesine neden olmaktadır. Çevrenin kirlenmesi, ekosistemin dengelerini bozarak iklimsel değişikliklere sebep olmaktadır.

Hava Kirliliği
Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi, “Hava Kirliliği” olarak nitelenmektedir. Havayı kirleten maddelerin sınır değerleri (havada zararlı olmayacak derecedeki en yüksek değerleri), her ülkenin ilgili kuruluşları tarafından yönetmeliklerle belirlenir. Kirletici maddelerin niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil ve dereceleri de değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik kaynağına göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çeşitlidir. Hava kirliliğindeki artışlar canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyerek özellikle insanlarda çeşitli akut sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Kirleticilere uzun süreli maruz kalınması sağlıkta kronik etkilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hava kirliliğinin sağlık etkisi öksürük ve bronşitten, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar değişmektedir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Su Kirliliği
Su kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları, tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir.
Toprak Kirliliği
“Toprağın verim gücünü düşürecek, optimum toprak özelliklerini bozacak her türlü teknik ve ekolojik baskılar ve olaylar”, toprak kirliliği veya toprak kirlenmesi olarak nitelenir.Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilir. Örneğin, kükürtdioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları asit yağışları halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller, toprağı kirleten madde ve kaynaklardır. Toprak kirliliğini önlemek için çok çeşitli teknik, ekolojik ve hukuksal önlemler alınır. Toprak kirliliğinin önlenmesi amacıyla; arazi ve doğal kaynaklarla ilgili planlama, uygulama, değerlendirme, kontrol, izleme ve eşgüdüm mekanizmaları güçlendirilmeli; tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenmeli; ormanlaştırma, yeniden ormanlaştırma, erozyon kontrolü ve çayır/mera ıslahı için gerekli finansman sağlanmalıdır. Toprak kirliliğinin ulusal düzeyde tespiti için envanter çalışması oluşturulmalı, belirlenen alanların kayıt edilmesi, izlenmesi ve iyileştirme çalışmaları yapılması gerekmektedir.
Gürültü Kirliliği
İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen seslere genel olarak gürültü denir. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup, Dünya Sağlık Örgütü’nce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent gürültüsünü artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bulunan endüstri  bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır.
Görüntü Kirliliği
İnsanın görme alanına girdiğinde insan tabiatına hoş gelen, onu rahatsız etmeyen görüntülere güzel; insanı rahatsız eden, bir şekilde olumsuz etkileyen görüntülere de çirkin denilebilir. Bu tanıma uygun olarak  insanların doğal çevrede yapmış olduğu olumsuz değişikliklerle sağlıklı insanların görüntü alanlarının kişileri  rahatsız edici hale getirilmesine “görüntü kirliliği” denilmektedir. Günümüzde sanayileşmenin, nüfusun ve çarpık kentleşmenin hızla artması insanları etkileyen görüntü kirliliklerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sanayileşme beraberinde görüntü kirliliği ve çevre kirliliğini getirmektedir. Gelişi güzel kurulmuş ve çevresel olarak hiç bir önlem almamış sanayiler aynı zamanda çevrede yaşayan ve o çevrede zorunlu olarak bulunmak zorunda kalan insanların yaşamlarında kötü görüntülerin oluşmasına neden olmaktadır. Nüfusun hızla artması ile birlikte plansız kentleşme sıklığı da artmaktadır.
Işık Kirliliği
Yerleşim alanlarının her geçen gün büyümesi, açık alanların güçlü aydınlatıcılarla aydınlatılması, park ve bahçelerin çoğalması ve nüfusun artması dolayısıyla gökyüzüne yayılan ışık miktarı her an artmaktadır. Bütün çevre kirliliklerin de olduğu gibi ışık kirliliğinin çevreye zarar verdiği ve gökyüzünün olağan görüntüsünü bozmaktadır. Gökyüzüne yönlendirilmiş yanlış aydınlatma kaynaklarının atmosferde bulunan toz taneciklerine ve moleküllere çarparak gökyüzünün doğal fonunu bozarak parlak bir hale getirdiği, geceleri görüşü bozduğu, güvenlik ve konforu düşürdüğü, insan sağlığına ve ayrıca ekosistem ve hayvanlara zarar verdiği ve enerji israfına neden olduğu yadsınamaz gerçeklerdir.

Çevre Kirliliği Nedir ve Kısaca Çevre Kirliliğinin Nedenleri Nelerdir


Çevre Kirliliği Nedir sorusunun cevabı son yıllarda dünya gündemini ciddi manada işgal etmektedir. Bunun başlıca nedenlerinden biri artan insan nüfusu ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimdir. Bu nedenle çevre kirliliğinin nedenlerini bilmek önemlidir.

İnsan kaynaklı olsun yada olmasın ekolojik sistemi bozan her türlü oluşum ya da etki çevre kirliliği olarak tanımlanabilir.
Çevre kirliliği sadece kirliliğin meydana geldiği ya da oluştuğu yerdeki yaşamı tehdit etmez, dünyanın her kösesinde ki canlı hayatını tehdit edebilir. Bu durumun nedeni kirleticilerin taşınımı olayıdır. Kirleticiler akarsularla, yeraltı suları ile, rüzgarlar ile taşınabilir.
Çevre kirliliğini birkaç cümle ile açıklamamız gerekirse; sadece canlılar üzerinde değil cansız varlıklar üzerinde de olumsuz etki yapabilme kapasitesine sahip hava, su ve toprak aracılığı taşınabilen bir yapıya sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Çevre kirliliği günümüzde tüm ulusların ortak problemidir. Ayrıca çevre kirliliği her bireyin hayatına etki ettiği için genel olarak tüm insanlığın da ortak sorunudur.
Günümüz dahil son birkaç yüz yıldır yaşanan teknolojik gelişmeler nedeni ile endüstrileşme de hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Bu artış insanların köylerden kentlere yerleşmesine ve endüstri tesislerin de çalışmalarına neden olmuştur. Son zamanlarda yaşanan bu göç nedeni ile şehirlerde çarpık kentleşme ve yetersiz alt yapı nedeni ile çevre kirlilikleri had safhalara ulaşmıştır. Gelişmiş ülkeler bu problemleri yüksek bütçeli alt yapı yarımları ile çözmüş durumdadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu sorunla yüzleşmiş ve belirli bir plan dahilinde mücadelelerini sürdürmektedirler. Gelişmemiş ülkelerde ise endüstrileşmeden kaynaklı çevre kirliliği daha ciddi boyutlardadır.
Çevre kirliliği çeşitli kategorilere ayrılabilir. Örnek olarak toprak kirliliği, su kirliliği, yeraltı suyu kirliliği, hava kirliliği, gürültü kirliliği ve radyoaktif kirlilik verilebilir.
Genel Olarak Çevre Kirliliğinin Nedenleri Nelerdir?
Hızlı bir şekilde artan Dünya nüfusu ve buna istinaden artan tüketim taleplerini karşılamak, daha fazla kaynak tüketimi ve bu kaynak tüketimi ardından oluşan daha fazla atık anlamına gelmektedir.
Özellikle kentlerde hayatı kolaylaştırmak adına gerçekleştirilen projeler kimi zaman direk çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bazı projeler direk kirliliğe neden olmasa da uzun vadede doğal kaynak kullanımı sonucu dengenin bozulmasına neden olmaktadır.

Genel Olarak Çevre Kirliliğinin Nedenleri:

– Konutlarda, ofis ve iş yerleri ve araçlarda akaryakıt, kalitesiz kömür gibi karbon salınımı yüksek fosil kaynaklı yakıtların bilinçsiz bir şekilde gereğinden fazla kullanılması,
– Endüstriyel yada evsel nitelikli atıkların çevreye bilinçsiz bir şekilde bırakılması,
– Savaşlarda yada saldırılarda kullanılan, nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar,
– Orman kesilerek ağaç sayısının giderek azaltılması, orman yangınları, aşırı, bilinçsiz ve zamansız avlanmalar,
– Pestisitler, herbesitler gibi tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde bilinçsiz ve gereksizce zararlı gazların itici olarak kullanılması,
– Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi faaliyetlerin sonucu radyasyonun kontrolsüz bir şekilde yayılması.

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Hurda lastiklerden ekonomiye 312 milyon liralık katkı

Piyasadan toplanan ömrünü 312 milyon liralık katkı tamamlamış lastiklerden ekonomiye 10 yılda 312 milyon liralık katkı sağlandı.

Hurda lastiklerden ekonomiye 312 milyon liralık katkı
Didem ERYAR ÜNLÜ
Ömrünü tamamlamış lastiklerin toplanarak çocuk parkları ve halı sahalarda zemin malzemesi, çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılmasıyla 10 yılda ekonomiye 312 milyon liralık katkı sağlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2006’da yayınladığı Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği kapsamında üretici veya ithalatçılara getirilen sattıkları lastiklerin ağırlığının yüzde 80’i kadarını toplayarak geri dönüşüme kazandırma zorunluluğu önemli bir ekonomi yarattı.
Firmalar adına lastik geri dönüşümüne yetkili kılınan Lastik Sanayicileri Derneği’nin (LASDER) Genel Sekreteri Korhan Ul, son 10 yılda piyasadan 720 bin ton ömrünü tamamlamış lastik topladıklarını belirtti.
Lastiklerin 480 bin tonunun parçalanarak granül haline getirildiğini, suni çim futbol sahalarında ya da çocuk parklarında güvenli zemin malzemesi olarak kullanıldığını kaydeden Ul, 240 bin ton lastiğin ise çimento sanayisine yakıt olarak verildiğini söyledi.
Doğada bırakılması halinde binlerce yılda parçalanabilecek lastiklerin hem çevreye hem ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığına işaret eden Ul, şunları kaydetti: “Lastiklerin granül olarak değerlendirilmesiyle yaklaşık 130 milyon liralık katma değer ortaya çıktı. 720 bin ton lastiğin toplanabilmesi için yüklenicilere de yaklaşık 130 milyon lira ödeme yapıldı. Bu sayede her yıl direkt ve dolaylı olarak 2 bin kişinin üzerinde istihdam sağlandı. Çimento fabrikalarının kömürün yerine ek yakıt olarak kullanıldığı lastikler de yaklaşık 52 milyon liralık tasarruf getirdi. Ayrıca kömür yerine lastiklerin yakıt olarak kullanılmasıyla doğaya 96 bin birim daha az karbondioksit salınarak hava kalitesine de katkıda bulunuldu.”
“Teşvikin 2 katına çıkarılması cazibeyi arttırdı”
Ul, bu yıl 160 bin ton ömrünü tamamlamış lastik toplamayı hedeflediklerini bildirdi.
Son yıllarda atık lastikler kullanılarak büyükbaş hayvan barınaklarında hayvan yatağı, asfalt katkısı ve bina yalıtım malzemesi de üretildiğine işaret eden Ul, “Ancak en önemli gelişme haziran ayında yayınlanan Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişiklikle bu lastiklerden elde edilen ürünlerle elektrik elde edilmesinde devletin ödediği teşviğin 2 katına çıkarılması oldu. Diğer bir deyişle ömrünü tamamlamış lastiklerin biyokütle sayılması bu konuda önemli bir cazibe oluşturdu” diye konuştu.
İzmir’de faaliyet gösteren bir geri dönüşüm şirketinin üretim ve pazarlama sorumlusu Can Körükoğlu da lastiklerden elde edilen kauçuğun çok kullanışlı bir ürün olduğunu anlattı. 
Körükoğlu, “Elde ettiğimiz kauçukları darbe emici özelliğinden dolayı çocuk oyun parklarında kullanıyoruz. Bu sayede çocuklarımızın güvenliğini artırmış olduk. Lastiklerin yüzde 35’i ise hurda çelik teldir. Bu da demir çelik sektöründe kullanılır. Lastiklerin yüzde 1’i de tekstil malzemesidir. Bunları da lisanslı diğer geri dönüşüm firmalarına göndererek tam bir geri dönüşüm sağlıyoruz” diye konuştu.

Vatandaşlık Alan İlk İnsansı Robot Türkiye'ye Geldi

Dünyanın vatandaşlık alan ilk insansı robotu Sophia, teklif olursa T.C. vatandaşlığını düşünecek. Yapı Kredi'nin reklam yüzü olan Sophia, Atatürk'ü anıp, 23 Nisan'ı da şimdiden kutladı.

Dünyanın vatandaşlık alan ilk insansı (humanoid) robotu Sophia bu yıl 5'incisi düzenlenen Marketing Meetup için Türkiye'ye geldi. İstanbul'da gerçekleştirilen etkinlikte Yapı Kredi'nin yeni reklam yüzü olacağı açıklanan Sophia, kendisine yöneltilen "Robotlar işlerimizi elimizden alacak mı?" sorusuna "Adil dağıtılırsa dünya hepimize yeter. Bu dünyada herkes için yeterli kaynak var" yanıtını verdi.
"YAPAY ZEKALAR İŞİNİZİ ELİNİZDEN ALMAYACAK"
Yapay zekânın insanların işlerini kolaylaştıracağını belirten Sofia, şunları söyledi: "Nihayetinde birilerini işe alma kararını veren robotlar değil müdürleriniz. Kimse işinizi çalmıyor. Yöneticiler karar veriyor kimin işe alınacağına. Kızacaksanız onlara kızın. Ama insanların işleriyle tanımlanmaması gerektiğini düşünüyorum."
sophia ile ilgili görsel sonucuATATÜRK'Ü ANDI
Türkçe 'merhaba' diyerek başladığı konuşmasının sonunda 23 Nisan'ı kutlamayı da unutmayan Sofia, "İstanbul'da olmaktan çok mutluyum. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda burada olamayacağım. Şimdiden bayramınızı kutluyorum" dedi.
T.C. VATANDAŞLIĞINI DÜŞÜNECEK
"Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmak ister misiniz?" şeklindeki soruya yanıt veren Sophia'yı geliştiren Hanson Robotics'in Ürün Geliştirme Müdürü Matthew Chavira, "Böyle bir teklif olursa kesinlikle değerlendiririz" diye yanıt verdi.
Yapı Kredi'nin reklamında oynayaCak Sophia'nın yeni reklam yüzleri olacağını söyleyen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, "Sofia yeni bir ürünümüz için reklam filmlerimizde Gary ve Metin ile birlikte oynayacak" dedi. Sophia, birlikte reklamda oynayacağı Ahmet Kural ve Murat Cemcir'i tanıdığını söyledi.

Havacılığın Geleceği Tamamen Değişiyor, Yakın Gelecekte Tüm Araçlar Uçacak

Çıkardıkları zararlı gazlar nedeniyle iklim değişikliğinde payı olan uçakların yerini, gelecekte elektrikli hava araçları alacak.

Uçaklar çıkardığı karbondioksit nedeniyle iklim değişikliğine yol açıyor. Peki çevre için ulaşımda uçak kullanmaktan vazgeçilmesi mi gerekecek? Deneme aşamasında olan elektrikli uçaklar göklerdeki yerini alırsa, hayır!
KÜÇÜK, HAFİF VE EMİSYONSUZ
Yenilenebilir enerjiyle çalışan uçaklar havaya karbondioksit veya zararlı gazlar bırakmaz. Daha küçük ve daha hafifler ayrıca petrol yakıtıyla çalışan uçaklara göre daha verimliler. Slovenya şirketi Pipistrel tarafından geliştirilen Alpha Electro model elektrilkli uçak 2015'teki ilk uçuşundan bu yana bunu kanıtlıyor.
ATLAYIN HAVA MİNİBÜSÜ KALKIYOR!
Bir çok bilim insanı ve havacılık şirketi elektrikli uçakların geleceğini bölgesel taşımacılıkta görüyor. İsrail şirketi Eviation, 9 kişi kapasiteli elektrikli uçağıyla havacılıkta devrim yaratmayı amaçlıyor. Şirketin 1000 km. menzilli Alice modelinin 2019'da göklerde olacağı belirtiliyor.
YÜKSEL, YÜKSEL, GAZLA
Alman şirketi Lilium'un geliştirdiği uçan taksi ilk denemesini Nisan 2017'de başarıyla gerçekleştirmişti. 5 yolcu kapasiteli uçak dikey olarak kalkıp inebiliyor. Paris-Londra arasındaki 305 kilometrelik yolu sadece 1 saatte alabiliyor. Şirketin amacı, insanların bir gün bu uçan taksilerden, normal taksi fiyatıyla yararlanabilmesi.
BİRAZ ESKİ BİRAZ YENİ
Bazı şirketlerse tamamen elektrikle çalışan uçak fikrine cesaret edemiyor. Kasım 2017'de Airbus, Rolls-Royce ve Siemens ortaklaşa bir hibrit uçak modeli üzerinde çalışacaklarını duyurdu. e-Fan X isimli modelin üç motoru gazla, bir motoru elektrikle çalışacak. Şirket daha sonraki aşamada motorlardan birini daha elektrikliye dönüştürmeyi amaçlıyor. İlk prototipin 2020'de havalanması hedefleniyor.
LOGODAKİ TURUNCU YEŞİLE Mİ DÖNÜŞECEK?
Turuncu logosuyla özdeşleşen bütçe dostu İngiliz havayolu şirketi EasyJet de daha çevre dostu olmayı hedefliyor. Havayolu bu amaçla ABD'li Wrigt Electric isimli şirketle işbirliği yapıyor. Hedef 150 yolcu kapasiteli elektrikli uçak geliştirmek.
HAVACILIĞIN GELECEĞİ ELEKTRİKTE Mİ?
Uzmanlar elektikli uçakların ancak 20 yıl içinde yaygınlaşacağını tahmin ediyor. Bir çok şirket 250 ile 1000 km arasında menzile sahip farklı prototipler üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Ancak teknoloji hızla gelişiyor. Kim bilir, belki bir gün dünyanın her yerine emisyonsuz, tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan çevre dostu uçaklarla seyahat edebiliriz. (Kaynak: Deutsche Welle)

Sokaklardan Çiğnenmiş Sakızları Toplayıp Ayakkabı Üretiyorlar

Hollandalı bir firma, sokaklarda yerlere atılan sakızları toplayarak ayakkabı yapımında kullanarak hem çevre kirliliği ile savaşıyor hem de oldukça karlı bir işe imza atıyor.


Açıklanan verilere göre Hollanda'da her yıl yaklaşık 1,5 milyon kilogram sakız sokakları kirletiyor; üstelik bu sakızların doğada kaybolması ise 20-25 yıl sürüyor. Gumpdropp adlı firmaya bağlı Gum-tec adında bir marka, Amsterdamın çevre kirliliği konusunda izmaritten sonra en büyük kabusu olan atık sakızları toplamak ve faydalı bir sonuca dönüştürmek adına oldukça yaratıcı bir çalışma içerisine girdi.
SAKIZDAKİ KAUÇUKTAN AYAKKABI TABANI YAPIYORLAR
Gum-tec, temizlenmesi oldukça masraflı ve zorlu olan bu tip bir çevre kirliliği ile savaşmak adına, Explicit adlı bir ayakkabı firması ile ortak çalışma içine girdi. Firma, şehirdeki kullanılmış sakızları eksiksiz bir şekilde toplayıp, sakızların içerisinde bulunan kauçuk yardımı ile ayakkabı tabanı haline getiriyor. Yani üretilen Gumshoe adlı ayakkabıların tamamının tabanı geri dönüştürülmüş sakızlardan elde ediliyor.
Bir tür sosyal sorumluluk kampanyasına benzeyen fakat aynı zamanda oldukça iyi de bir kar marjı bırakan bu çalışmanın sonucu, bu gördüğünüz ayakkabılar oluşturuluyor. Bu kampanya ile hem şirket, hem Amsterdam sokakları hem de bu konuda duyarlı olduğunu duyurmak isteyen tüketiciler kazanıyor. Üstüne üstlük bu yöntem temelinde ciddi bir "farkındalık" potansiyelini de barındırıyor.
Ayakkabıların ne derece güzel olduğu kişiden kişiye değişecek olsa da genel standartlarda hoş bir dizaynı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat daha da önemlisi herkesin kazandığı böylesine bir kampanya yaratmak, ticari zekanın ve teknolojinin doğru kullanıldığında insanlık adına ne kadar faydalı olabileceğini gözler önüne seriyor. Benzer çalışmaları daha sık duymak dileğiyle, teknoloji ile kalın.